ASELDEN MEKTUP 2
Selam! Beni hatırladın mı? Eğer merak ediyorsan yatağımdan
kalktım. Artık ağlamıyorum. Hayır, ağlıyorum. Ama eskisi gibi değil.
Yatağımda saklanmıyorum. Ayağa kalktım. Nasıl oldu sorma,
bilmiyorum. Zaman, bir şeyleri değiştirmeyi başarıyor. İnsanlarla
göz göze gelebiliyorum. Bana üzülen, acıyan bakışları ile baş
edebiliyorum. Bu bakışlar beni sinirlendirdiği için öfkeli bir
insana dönüştüm. Ama umursamıyorum. İçimdeki iyi yanlar ölmüş gibi
hissediyorum. Öfkemi rahatlıkla dışarı vurmak, insanları kırmak
önemli değil gibi geliyor. Kırıldığım yerlerin başkalarını kırarak
bir araya gelmeyeceğini biliyorum. Sadece benim gibi hissetmelerini
istiyorum. Beni anlamak için tek bir çaba bile harcamayan, ilk
fırsatta gözden çıkaran bu insanların biraz olsun parçalarının
eksilip benim gibi hissettiğini görebilmeyi umuyorum. Onların da
canının yandığını bilmeliyim. Yaşadıklarım, iyileşmeyen yaralardan.
Kabuk bağladıktan sonra izi kalan, her gördüğünde düştüğün o anı
hatırlatan cinsten. İyileşmeyeceğim. Yara izim hep duracak. Her
baktığımda aklıma gelecek. Buna rağmen yoluma devam etmeye
çalışıyorum. Artık ağlamıyorum. Yarama sebep olan yeri, canı yanan
bir çocuğu susturmak isteyen anne gibi yalandan dövüyorum. Öfkem,
kalbimi yaralayan her insanı buluyor. Yatağımdan kalktım. Artık
ağlamıyorum. İyi değilim. Ama kötü de değilim. En azından artık sana
selam vermeyi unutacak kadar çaresiz duygular içinde
yüzmüyorum. Kıyıyı görebiliyorum. Çaresizlik denizinden çıkmak
üzereyim. Eğer sen de benim gibi çaresiz duygular içindeysen elinden
tutup seni de beraberimde kıyıya götüreceğim. Ama eğer, kıyıda beni
bekleyeceksen daha hızlı yüzeceğim. Söyle, neredesin? - ASEL
CARTER